Ordu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Karadeniz, nar suyunun yüksek tansiyon başta olmak üzere birçok hastalık ve rahatsızlığa şifa verdiğini söyledi.

Prof. Dr. Turan Karadeniz yaptığı açıklamada, kış mevsiminde manav tezgahlarını süsleyen narın yüksek tansiyon başta olmak üzere mide, böbrek gibi hastalıklara faydalı olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Turan Karadeniz, "Nar suyu yüksek tansiyon hastalığına oldukça faydalıdır. Ayrıca nar içindeki zarlar ile yendiğinde mide ülserini iyileştirmektedir.

Nar suyu sesi açar, harareti keser, mideyi temizler, böbrek zafiyetine iyi gelir. Kalbi kuvvetlendirir, zatürreye karşı şifalıdır. Nar kaynatılıp bal ile içilirse ayak bacak ve sırt ağrılarına iyi gelir. Zehirli hayvanlar nar ağacının yetiştiği yere gelemez. Evlerde böcek zararına karşı nar kabuğu kullanılır. Nar kabuğu çay gibi kaynatılıp içilirse mide, bağırsak, ishal ve dizanteriye karşı faydalıdır" dedi.

Bölgenin tek geçim kaynağı olan fındığın 4 ayını İhracatçı Hasan Basri Durak değerlendirdi. bu yıl hem rekolte hem de hasat bakımından sıkıntılar yaşanan fındık, fiyatıyla üreticinin yüzünü güldürdü. Sezona 6,5 lira seviyelerinde başlayan fındık zaman zaman iniş ve çıkışlar yaşarken bu günlerde 7 lira 25 kuruş sevilerinden serbest piyasada işlem görüyor.

İhracatçı Hasan Basri Durak fındık piyasasında geçen 4 ayı şöyle özetledi;
“Eylül ayından itibaren 2011 yılı mahsulü başlamış oldu. Daha önce ağustos ayında başlıyordu ama bu yıl eylül ayında başladı. Bu dönem içinde mahsulün eksik olması zaman zaman fiyatları yükseltti. Sezona da 6,20 kuruştan başlamıştık. En son 7.20 TL’ye kadar çıktı. Bu oranda fındık için iyi bir yükseliş oranı. Hala fındık rekoltesinin 540 milyon kilo civarında olduğu hesapları yapılıyor. Fındığın tamamının satılacağını düşünüyoruz. Bu dört ay içinde TMO’nun elindeki fındığın piyasayı biraz rahatsız ettiğini, zaman zaman tehdit unsuru olarak TMO piyasaya fındık satıyor. Her ne kadar elinde mahsul 2008 mahsulü olsa da psikolojik olarak bile ‘satıyorum.’dediği zaman piyasayı rahatsız etmiş oluyor. Bu da fındık fiyatlarının ancak bu seviyeye çıkabildiğini, son bir haftadan beri de bu seviyeyi koruduğunu gösteriyor. Artık yılın sonuna gelindi. Çoğu Avrupalı firmanın fındık alış verişini yapmadığını, hatta giden fındıkları depolarına bile yıkmadığını düşünmek lazım.”

Kayseri mantısına Ordu'dan Fındıklı mantı rakip oldu. Ordu'da 3 yıldır küçük bir iş yerinde mantı yapmaya başlayan Şükriye Ulutürk, yaptığı Fındıklı ve Cevizli mantılarla ilgileri üzerine çekiyor.
Ulutürk, tüketime katkı sağlamak adına Ordu mantısının içine fındık koyduklarını ifade etti. Şükriye Ulutürk, mantı yapmaya başlamasının hikayesini şöyle anlattı:
"Benim canım çok mantı çekerdi, üşenmeden zor da olsa bunu yapıp yerdim. Bunun önüne geçemedim, Ordu'ya geldiğimde mantı yiyebileceğim bir yer bulamadım, sıcak mantı servisi yapılan bir yer bulamadım. Daha sonradan bunu projelendirdim, neden olmasın, bir mantı evi açalım, Ordu'ya dışarıdan gelen insanlar bir mantı evi bulabilsinler diye, mantı evini açtım. Bu işte eşimden ve özellikle de ben aynı zamanda Gonca Eğitim Gönüllüleri Kültür Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (GONCA-DER) üyesiyim. GONCA-DER'den ve üyelerinden büyük destek gördüm. Bu işte bana destek olan herkese teşekkür ederim."
Sıcak mantı servisinden sonra marketlere de satışa başladıklarına değinen Ulutürk; Sinop mantısı, vejeteryanlar için patatesli mantısı, peynirli mantı, süzme Yoğurtlu mantı çeşitleri yaptıklarını söyledi.

Ordu Üniversitesi (ODÜ) Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Karadeniz, 'kalp sağlığına iyi geldiği, cinsel gücü arttırdığı, kanseri önlediği, yaşlanmayı geciktirdiği, kolesterolü düşürdüğü' şekliyle bilinen fındığın, bilinenden daha çok yararları bulunduğunu söyledi.
Prof. Dr. Turan Karadeniz, fındığın adeta 'hastane' gibi olduğunu belirterek, insan sağlığı üzerine birçok tedavi şeklini içinde barındırdığını belirtti.
Fındığın özellikle çocuklarda kemik ve diş oluşumu, yaşlılarda kemik erimesini geciktirme ve yavaşlatma bakımından önemli olan kalsiyum, kan yapımında görev alan demir, büyüme ve üreme hormonlarının gelişmesinde önemli rol oynayan çinko için enden gıdalardan biri olduğunu kaydeden Karadeniz, "Fındık romatizmanın tedavisinde ya da genel vücut zayıflığında faydalıdır. Sinir sisteminde sinirlerin uyarımı ve kas dokusunun çalışması için gerekli olan potasyumca oldukça zengin bir meyvedir" dedi.
FINDIKTA YOK YOK
Prof. Dr. Turan Karadeniz, fındığın diğer bilinmeyen faydalarını şöyle açıkladı:
"Fındık kabukları kaynatılarak içilirse balgam söktürür. Fındık böbrek ve sidik torbası iltihabına iyi gelir. Yine, idrar yolunda taş meydana geldiğinde ağrı kesici özelliği bulunmaktadır. Kalp çarpıntısını keser, bağırsakları kuvvetlendirir, böbrek yetersizliğine iyi gelir, idrar yanmasını önler. Göz kirpiklerinin ve saç dökülmesini önler. Karaciğerin damarlarını açmak için faydalıdır. Kalın bağırsak ve rahim iltihaplarına karşı faydalıdır. Nezle ve grip hastalarına iyi gelir, öksürüğü keser. Sıtmalı ve saralı hastalara faydalıdır. Zayıf kişilerin kilo almasında yararlıdır. Vesveseye yakalananlar şifa bulur. Zafiyete iyi gelir. Zehirlenmelerde ve zehre karşı iyi gelir. Bağırsak solucanlarını düşürür.

Giresun Ticaret ve Sanayi Odası (GTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Çakırmelikoğlu, fındığa devlet desteği sağlanmaması durumunda 2012 yılında üreticinin çeşitli mağduriyetler yaşayacağını söyledi. Çakırmelikoğlu, “bazlı desteklemenin genişletilerek Giresun-Ordu ve Trabzon bölgesinde sürdürülmesi gerekmektedir.” dedi...
Hasan Çakırmelikoğlu, yaptığı açıklamada, fındığın, Giresun ve bölge ekonomisi için vazgeçilemeyecek öneme sahip olduğuna dikkat çekti. Fındığın, Giresun'un sosyo-ekonomik göstergelerinin belirlenmesinde ciddi bir paya sahip olduğunu vurgulayan Çakırmelikoğlu, fındıkta mutlaka inişli çıkışlı fiyat dalgalanmasının önüne geçilmesinin, ülke ve fındık üreticisinin menfaatine olacağını savundu.
"Devletimizin son üç yılda uyguladığı ve 2012 ile son bulan alan bazlı desteklemenin genişletilerek Giresun-Ordu ve Trabzon bölgesinde sürdürülmesi gerekmektedir." diyen Çakırmelikoğlu, şöyle devam etti: "Daha önceki yıllarda fındıkta yol haritası olarak tespit edilen Bakanlar Kurulu kararına göre, ruhsatlı sahalarda fındık yetiştiriciliği yapan üretici ile ruhsatsız alanda bahçelerini sökerek alternatif ürüne geçen çiftçinin desteklenmesi bölgemiz adına önemli bir adım olmuştur. Ancak ilk günden itibaren ifade ettiğimiz çekinceler bugün netleşmiştir. Bugün ruhsatsız alanlarda fındık yetiştiriciliği önlenemediği gibi gerçek fındık üreticisi de yeterli oranda desteklenememiştir ve 2012 yılında alan bazlı destekleme sürdürülmez ise bölgemiz fındık üreticisi mağdur olacaktır."
Fındık üreticilerine sağlanan Alan Bazlı Destek Ödemeleri'nin 5 yıl daha sürdürülmesini isteyen Çakırmelikoğlu, bu uygulamanın üreticinin yararına olacağını dile getirdi.

Ordu'nun en önemli gelir kaynağı olan fındıkta, gübrelemenin yanlış yapıldığı ortaya çıktı.
Ordu Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından fındık üreticilerine köylerde verilen uygulamalı eğitim çalışmalarında, birçok çiftçinin gübrelemeyi serperek yaptığı belirlendi. Uzmanlar, gübrelemenin serperek değil, fındık ocağının etrafında açılan çukurlara gübreleme yapılması gerektiğine dikkat çektiler.
Ordu Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından Merkez ilçeye bağlı Dedeli köyünde fındıkta budama ve dip sürgünü alma, toprak numunesi alma, fındıkta gübreleme ve kireçleme konusunda hem teorik hem de uygulamalı olarak eğitim çalışması yapıldı.
Ordu Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şubesi Ziraat Teknikeri Coşkun Öztürk, gerçekleştirilen eğitim çalışmasında üreticilere detaylı bilgiler verdi. Fındık bahçelerinde budamanın ekim-kasım aylarında yapılması gerektiğini, iklim şartları uygun olursa aralık ayında da yapılabileceğini anlatan Öztürk, "Budamada fındık ocağında bulunan dalların yere en yakın yerden kesilmesi gerekir. Fındık ocağındaki ideal dal sayısı 6-10 adet olmalıdır. Güneşlenmeyi engelleyen dalların kesilerek ocak içinin yeterince güneş alması sağlanmalıdır" dedi.

Türkiye, 2011-2012 fındık ihraç sezonunun ilk üç ayında, 81 bin 912 ton fındık ihraç ederek, karşılığında 633 milyon 968 bin dolar gelir elde etti.
 Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliğinden alınan bilgiye göre, 1 Eylül'de başlayan 2011-2012 fındık ihraç sezonunun ilk üç ayında, standart natürel iç fındığın kentali (100 kilogram) ortalama 801 dolardan işlem gördü.
 Yaklaşık 90 ülkeye fındık ihraç eden Türkiye, 1 Eylül-30 Kasım 2011 tarihleri arasında 81 bin 912 ton fındık ihraç ederek, karşılığında 633 milyon 968 bin 23 dolar gelir sağladı.
 İhracatın 64 bin 536 tonu AB ülkelerine yapılırken, AB dışındaki Avrupa ülkelerine 8 bin 297, denizaşırı ülkelere 6 bin 48, diğer ülkelere ise 3 bin 31 ton fındık ihracatı gerçekleştirildi.
 Türkiye, geçen sezon aynı dönemde 109 bin 722 ton fındık ihraç ederek, karşılığında 640 milyon 102 bin 787 dolar girdi sağlamıştı.

Fındık, badem ve ceviz gibi yemişlerin kalp sağlığı için gerekli olduğu bildirildi.
 Doymamış yağ asitleri içeren fındık, badem ve cevizin hem saklanması hem de taşınması kolay atıştırmalıklar olduğunu belirten uzmanlar, “Kötü kolesterol olarak bilinen LDL’nin düşürülmesinde fındıklar oldukça etkilidir. Ayrıca ölümcül kalp krizlerine neden olabilecek kan pıhtılaşması riskini de azaltır” dedi.
 
 Fındık çeşitleri içerisinde bol miktarda omega-3 yağ asidi bulunduğunu dile getiren uzmanlar, “Omega-3 kalbinizi ve dolaşım sisteminizi koruyan besin değerleridir. Balıkta da bulunan bu doymamış yağ asitleri kalp ritmi bozukluklarını da engeller.
 
 İçeriğindeki lifler sayesinde kolesterolü düşürür. Ayrıca kendinizi tok hissetmenize de yardımcı olur; bu sayede daha az yemek yersiniz. Lifin diyabeti önlemede de etkili olduğu düşünülmektedir.
 
 Damarları daraltabilen plakların oluşumunu fındıkların içerisindeki E vitamini önler. Bu sayede kalp sağlığına bir katkı daha sağlar” diye konuştu.