Sunuş: Yaşamda önemi olan pek çok bilgi gibi zamanın iyi kullanılmasını bilmek okulda öğrenilmez. Nasıl ki sevmek, kendini tanıyarak değişebilmek, bilinçli beslenmek, çocuklarını iyi yetiştirmek, parayı iyi kullanabilmek, yabancı dilleri konuşmak (amaç edinmek değil) ve ölmeyi bilmek de okulda öğrenilmez. Genel olarak hepimiz kendi kendimizi eğitiriz. Toplum ise vaftiz törenimize katılmış olmaktan doğan haklarını kullanarak sürekli olarak bize saatimizi hatırlatan amca ve teyzelerimize benzer. Toplumun verdiği öğüt: «Saatinin kolunda olduğunu unutma, yemeğe geç kalmamış olursun,» şeklinde özetlenebilir. Eriştirmeyle durum daha aydınlanır.

Topu topuna yirmi dört saatten ibaret olan küçük sepetimiz daha sonra: tüneller, toplantılar, arkadaş buluşmaları, iş görüşmeleri, telefonlar, yemekler, kitaplar, sporlar, alış-verişler, kaçamaklar, gazeteler, biberon vermeler, not almalar, koşuşmalar ya da Noel geldi daha kimseye hediye alamadım gibi hatırlamalarla ilgili küçük zaman parçacıklarıyla dolup taşar.

 

Son Güncelleme (Salı, 26 Mart 2013 08:43)