İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), boğulmalara  neden olan Karadeniz sahillerindeki “çeken akıntı”ları incelediJandarma ve  valilik ile birlikte çeken akıntılar yüzünden meydana gelen ölümleri önlemek  için bilinçlendirme kampanyası başlattı.
 195 KİŞİ ÇEKEN AKINTI YÜZÜNDEN HAYATINI KAYBETTİ
 Karadeniz sahillerinde her yıl çeken akıntı nedeniyle onlarca insanımızın  boğulmasına karşı, İTÜ'lü öğretim üyeleri yaptıkları bir araştırma sonucu  hazırladıkları kampanyayla önlem almaya çalışıyor.
 Doç. Dr. Barış Barlas ve Prof. Dr. Serdar BEJİ'nin liderliğindeki bir  ekip, 2007-2012 yılları arasında İstanbul civarında sıkça denize girilen  bölgelerde jandarma kayıtlarına girmiş boğulma olaylarını tek tek ele aldı.  Araştırmaya göre, bu süre zarfında gelişen 302 olayda 289 kişi hayatını  kaybetti. Bu vakaların tek tek analiz edilmesi sonucu, 195 kişinin yani yüzde  69'unun çeken akıntı yüzünden hayatını kaybettiği belirlendi.
Araştırmada çeken  akıntının oluşumu ve akıntının görüldüğü sahillerin dalga yapısı da teknik  ayrıntılarıyla ele alındı. Araştırma 6 Mayıs'ta, İstanbul Valisi Hüseyin Avni  Mutlu'nun da katılımıyla, İTÜ'de yapılacak bir Çalıştayda kamuoyuna sunulacak.  “Çeken akıntı”'nın yol açtığı boğulma olaylarına karşı İTÜ'nün öncülüğünde,  jandarma ve İstanbul Valiliği'nin de desteğiyle "Akıntıya tutulma, yaşama tutun"  sloganıyla düzenlenen kampanya kapsamında, okullarda gösterilmek üzere Çağla  Kubat'ın rol aldığı 20 dakikalık bir kısa film ve üç adet kamu spotu çekildi. Bu  videolarda akıntıya kapılarak hayatını kaybedenlerin fotoğrafları denizin  üstünde yüzdürülerek dikkat çekici görüntüler elde edildi. Kamu spotları yakında  ulusal televizyonlarda yayınlanmaya başlayacak. 
ÇEKEN AKINTI DİBE DEĞİL, AÇIĞA ÇEKER
 Araştırmaya göre, kıyıya doğru gelen dalgalar kırıldıktan sonra kıyıda  akıntıya dönüşüp tekrar açık denize doğru yöneldiklerinde çeken akıntı haline  geliyorlar. Çeken akıntılar, sahil şeridine dik doğrultuda, sığ sudan derin suya  hareket eden kuvvetli akıntılar. Halk arasındaki yaygın söylentilerin aksine, bu  akıntılar insanı dibe çekmezler, akıntıya kapılanları kıyıdan uzaklaştırıp açığa  doğru taşırlar. Boğulma olayları, nispeten güvenli sığ sulardan açığa doğru  çekildiğini fark eden insanların, korku ve panikle çırpınarak kıyıya dönmeye  çabalamaları ve sonuçta yorgun düşerek kendilerini su üzerinde tutamamaları  sonucunda gerçekleşmektedir. Oysa akıntıdan kurtulmak için, sahile doğru değil,  önce kıyıya paralel biçimde 30 metre sağa veya 30 metre sola yüzerek akıntıdan  kurtulup, daha sonra sahile doğru yönelmeleri gerekiyor. Bu kadar basit bir  bilgi bile çeken akıntı yüzünden gerçekleşen ölümlerin önüne geçmek için etkili  olabilecek bir yöntem. 
 ARAŞTIRMADAN SATIR BAŞLARI
 Çeken akıntı genelde 0.3 ? 0.6 m/s arasında değişmekte. Ancak, 2.4 m/s  hızında çeken akıntıya bile rastlandı.Bu hızın, 100 metre serbest stil yüzme  olimpiyat şampiyonunun hızından daha fazla olduğu söylenirse, akıntının gücü  daha iyi anlaşılabilir. Çeken akıntıların ortalama hızı saatte beş kilometreyi  buluyor. Bu hız deneyimli yüzücüler için bile bir sorun teşkil etmekte.  İstatistiklere göre en çok hayatını kaybeden grup, yüzde 41 ile 18-34 yaş  arasındaki grup. Bu yaş grubu kendisine en çok güvenen, olası tehlike ve  riskleri görmezden gelebilen bir yaş grubu. Çeken akıntının dışarıdan görülüp  belirlenebilmesi kolay değildir.
 Ancak şu gözlemler önemli: 1- Sanki bir kanal boyunca devam eden birbirine  karışmış ve düzensiz ilerleyen su. 2- Belirli bir bölgeden suyun renginin  dipteki kum hareketinden dolayı bulanık ve kahverengi bir görünüm alması. 3 -  Düzenli biçimde denize doğru ilerleyen köpük. 4 - Kıyıya doğru gelen dalgalarda  meydana gelen bozulma ve düzensizlik. Bu belirtilerden biri ya da birkaçının  olması, çeken akıntının varlığına bir işaret.
 (BB) - İstanbul / Sarıyer
 
Son Güncelleme (Cuma, 14 Haziran 2013 23:05)